TÜBİTAK BİLGEM, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde yer altına gömülü fiber kablo teknolojisi ile sismik hareketleri ölçüyor. Prototip çalışmalarında sona gelinen Fiber Optik Tabanlı Akustik Sensör (FOTAS) Projesi’nin sanayiye kazandırılması için de BİLGEM yetkilileri SAMM Teknoloji ile görüşmelere başladı.
Türkiye’deki Depremler Kayıt Altına Alınıyor
Fiber Optik Tabanlı Akustik Sensör (FOTAS) sistemi ile ülkemizde gerçekleşen depremler kayıt altına alınmaya başlandı. FOTAS ile özellikle Marmara Bölgesi’ndeki depremler kolay bir şekilde algılanırken, uzak bölgelerdeki depremler de şiddetine göre tespit ediliyor. 24 Ocak 2020 tarihinde gerçekleşen Elazığ Depremi de 900 km uzaklıktan ölçüldü.
FOTAS Nasıl Çalışıyor?
Fiber optik kablodan iletilen ışık enerjisi, FOTAS hattının güzergâhı boyunca oluşan her türlü fiziksel aktiviteden hassas bir şekilde etkileniyor. Bu etki uygun bir optik ve elektronik donanım ve sinyal işleme yöntemleriyle analiz ediliyor ve tüm kabloyu binlerce akustik mikrofon gibi kullanmak mümkün hâle geliyor. Bu nedenle fiber optik kabloların, sınır ve kritik tesislerin güvenliği gibi alanlarda kullanımı da hızla yaygınlaşıyor.
Fiber optik haberleşme altyapısının, güvenlik odaklı kullanımın yanında sismik hareketleri incelemede de kullanılabilirliğine yönelik araştırmalar pek çok ülkede devam ediyor. Kilometrelerce uzunluktaki mevcut fiber optik kablo altyapısının binlerce sismik algılayıcı olarak kullanımı için araştırmalar devam ederken, TÜBİTAK BİLGEM birkaç kilometrelik bir fiber optik kablo ile yüzlerce kilometre uzaktaki depremlerin tespit edilebildiğini doğruladı. Marmara Bölgesi ve bölgenin yakınında gerçekleşen depremlerin uzaklıklarının da doğru olarak hesaplandığı gözlendi.
Türkiye’nin Deprem Üzerinde Çalışan Kurumları FOTAS’ı Değerlendirmeye Başladı
TÜBİTAK BİLGEM, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü ve İstanbul Teknik Üniversitesinden bilim insanlarıyla birlikte bu teknolojinin deprem araştırmalarındaki kullanımını değerlendirmeye başladı.
Mevcut haberleşme altyapısının imkânları ışığında sismik hareketlerin tespit ve ölçümlerinin çok daha hassas bir şekilde yapılır hâle gelmesiyle birlikte, özellikle de Marmara Bölgesi’nde beklenen büyük bir depreme yönelik hazırlık çalışmaları daha kapsamlı şekilde sürdürülebilecek.