Page 139 - bilgem-teknoloji-dergisi-5
P. 139

Zülal CİNGİL  Türk Mutfağı

 Türk mutfak kültürünü incelerken, Türklerin 10. ve 11.  Son 50-60 yıl klasik Türk mutfak geleneğinin yapısının değişimi üzerinde çok etkili
 yüzyıllara kadar dayanan, Orta Asya geçmişinden günümüze  olmuştur. Sanayi toplumunun gereklilikleri ve getirdikleri, beslenme biliminin ortaya
 uzanan tarihsel süreçle karşılaşırız. Göçebe yaşamdan Anadolu’ya  çıkışı ve gelişimi tüm dünyada olduğu gibi klasik Osmanlı-Türk mutfak geleneğini de
 gelip, yerleşik düzene geçildikten sonra mutfak kültüründe de  etkilemiştir. Örneğin geçmişte tercih edilen tereyağ yerini önce margarine daha
 değişimler yaşanmıştır. Bugün tanımladığımız Türk mutfağı;  sonraları zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara terk etmiş; küçümsenen dana eti, kuzu ve
 Anadolu’da Selçuklu, Bizans, İran-Abbasi ve Osmanlı  koyun etinin yerini almış; zenginliğin göstergesi beyaz ekmek yerini doğal köy
 mutfaklarının etkisiyle yüzyıllar boyunca değişerek, zenginleşmiş  ekmeklerine bırakmıştır.
 ve olgunlaşmıştır.
                                                 Çorba özellikle kış aylarında Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçasıdır. Yemek, her
 Türkler, Orta Asya’dan konserve türündeki yiyeceklerden   Et çeşiti olarak mevsiminde kuzu diğer zamanlarda ise koyun  zaman sofraların baştacı olan çorbalarla başlar. Mercimek çorbası, ezogelin çorbası,
 yoğurt, pastırma, bulgur ve tarhanayı Anadolu’ya getirmişlerdir.  eti kullanılmaktadır. Tavuk, güvercin, keklik, kaz, bıldırcın,  düğün çorbası, yayla çorbası ve tarhana çorbası en çok tercih edilen çorbalardır. Etler,
 Bu yiyecekler tamamen Türk buluşudur ve Türklerin göçebelik,  ördek ve 18. yüzyıldan itibaren hindi saray mutfak geleneğinde  sebzeler ve baklagiller ile et suyu, un, yoğurt ve şehriye çorbaların ana malzemeleridir.
 hayvancılık, tarıma dayalı sosyo-ekonomik yapılarının gereği  zengin sofralara sunulan ayrıcalıklı tatlar olarak yerini almıştır.
 olarak ortaya çıkmış kültür ürünleridir.  Balık da Osmanlı Saray mutfağında sultan ve çevresinin severek  Türk mutfağındaki et yemekleri kebaplar, köfteler ve sulu et yemekleri türündeki
 tükettiği lezzetlerin içinde yer almaktadır.   yemeklerdir.
 15. yüzyılda İstanbul’un fethi ile başlayan ve 19. yüzyıl sonlarına
 kadar devam eden süreç içinde Osmanlı Sarayı mutfak kültürü  Tencere yemekleri geçmişte koruk, limon suyu, nar ekşisi ve  Türk mutfağında etler başlıca 4 değişik yöntemle hazırlanır:
 gelişmiştir. Bu gelenekte kuzu ve koyun etiyle hazırlanan kebap,  tabii ki soğanın yanı sıra çeşitli baharatlar ile tatlandırılırdı.  - Odun veya kömür ateşi üzerinde ızgara yöntemi,
 yahni, külbastı ve köfteler, pirinç pilavının çeşitleri, tahıl ve  Saray mutfaklarında sıradan halkın tükettiği bulgur yerine  - Kızartma yöntemi,
 baklagilleri içeren et suyu ile pişirilmiş çorbalar, yaş ve kuru  pirinç; bal, pekmez yerine şeker; esmer ekmek ve yufka yerine  - Fırın yöntemi,
 meyveler ile hazırlanmış hoşaf, şerbet, şurup, reçel ile çevirmeler,  beyaz mayalı ekmek çeşitleri tüketilirdi. Domates, fasulye,  - Tencere yöntemi.
 börek çeşitleri, etli dolmalar, zeytinyağlılar, tavuk ve balık  patates, hindi, kakao, mısır, bazı kabak çeşitleri 18. ve 19.
 yemekleri, helva çeşitleri, baklava, güllaç, kadayıf ve sütlü  yüzyıllarda Osmanlı mutfağına girmiştir. Türk mutfağında çok  Türk mutfağı sebze yemekleri açısından çok büyük bir çeşitliliğe sahiptir. Dolmalar
 tatlıları görürüz. Türk mutfağı pekmez, yoğurt, bulgur gibi  kullanılan domates ve domates salçası kullanımı 20. yüzyıl  ve sarmalar, etli sebze yemekleri, kızartma sebzeler ve zeytinyağlıların sayısız çeşitleri
 kendine özgü sağlıklı yiyecek türlerini de ortaya çıkarmıştır.  başlarında başlayan bir yeniliktir.  mevcuttur.

 Yemekler her zaman tuzsuz tereyağı ile pişirilmektedir. Baharat  19. yüzyılda batıya açılan Osmanlı Sarayı, mutfak kültüründe  Türk mutfağında önemli bir yeri olan hamur işlerinin başında evlerde veya fırınlarda
 kullanımı oldukça yaygındır. Osmanlı Saray mutfağında  de Avrupa’dan etkilenmiştir. Önceleri sofra adabında yenilikler  pişirilen buğdaydan, çavdar unundan, mısırdan, kepekten yapılan ekmek gelmektedir.
 kullanımı yaygın olan kuru ve yaş meyvelerin baharat olarak  benimsenmeye başlamış, sini yerine masa, minder yerine  Başlıca ekmek tipleri arasında şunları sıralayabiliriz: Yufka, sac ekmeği, mayalı tepsi
 et ve pilavlarda kullanımı 19. yüzyıl mutfak geleneğinde  sandalye, ortak kullanılan tabak yerine bireysel tabak ve  ekmeği, tandır ekmeği, taş fırın ekmeği, ekşili ekmek, ebeleme, mısır ekmeği, bazlama.
 azalmıştır.  beraberinde çatal, bıçak ve su takımları saray ve konaklarda
 yer almaya başlamış. Yemek odaları Sultan Abdülhamit
 döneminde yaygınlaşmaya başlamıştır. 1850’lerden sonra
 Avrupa kültürü Osmanlı mutfağını etkilemeye başlamıştır.
 Osmanlı Sarayı’nda başka bir yenilik de 19. yüzyıl sonuna ait
 mönülerde Fransız yemekleri ile Türk yemeklerinin bir arada
 sunulmaya başlanmasıdır. Eş zamanlı olarak Osmanlı yemek
 kitaplarında rozbif, biftek, omlet, alafranga gevrek, pate,
 garnitür, sos gibi Avrupa kökenli yemek tarifleri yayınlanmıştır.
 Alafranga tatlar zaman içinde Türk mutfak geleneğine
 eklemlenmiş, çoğu zaman yeni bir biçimde yorumlanarak
 yemek tarifleri arasında bugün alıştığımız lezzet kalıpları içinde
 yer almıştır.


















 Arkaplan: Çavdar ekmeği.                                                                                   Arkaplan: Şafak çorbası.

 136  Sayı 05   Ocak-Nisan 2011  http://www.uekae.tubitak.gov.tr/  137
 ·
   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144