Page 154 - bilgem-teknoloji-dergisi-6
P. 154

Asım ALTUNBAŞ                 Tosun TERZİOĞLU

           Akademisyen bir aileden geliyorsunuz. Babanız ve anneniz
          üniversitede profesör. Sizin geçmişten gelen "Ben de          Söyleşi esnasında.
          akademisyen olacağım, ben de üniversitede hoca olacağım"
          öyle bir planınız, amacınız, rüyanız var mıydı?

           Yani yoktu ama başka da şansım yoktu diyebiliriz (gülüyoruz).
          Çünkü tek çocuktum. 5 yaşından itibaren hep üniversite
          konuşulurdu evde. Onun için benim akademisyen olmam doğal
          bir şeydi. Hangi konu olacağı, hangi alana kayacağım o son
          dakikaya kadar belli olmadı.

           Sonra matematiği tercih ettiniz. Matematik sevdanız ne
          zaman başladı?

           Ben okulu sevmeyen bir öğrenciydim ilkokulda (gülüyoruz).
          İyi bir lisede, Robert Koleji'nde okudum. Okulu sevmezdim
          ama iyi bir öğrenciydim. Fakat nedense lise sonun ortasına
          kadar çok kararsızdım. Aklımda matematik vardı, arkeoloji
          vardı, gemi mühendisliği vardı. Birbirinden bayağı farklı
          konular.

           Lafınızı bölüyorum. O zamanki karar vermede çektiğiniz
          güçlük Sabancı Üniversitesi'nin üniversiteye girdikten sonra
          bölüm seçme metodolojisini benimsemesinde etkili olmuş
          mudur acaba?
           Tabii tabii (gülüyoruz). Tabii var. Annem biyoloji okumamı
          isterdi. Kendisi fizyologdu çünkü. Biyolojiye karşı bir merakım,
          hevesim yoktu. Babam matematikçiydi. Sonunda bana "Artık
          bir karar vermelisin" dediler. Ben de "Matematiği seçtim"
          dedim. Babam "Emin misin?" diye sordu. "Eminim" dedim ama
          çok doğru değildi (gülüyoruz). İlgiltere'de öyle bir üniversite
          seçtim ki kendime matematik bölümünde öğrenci olacaktım.
          Birinci yılın sonunda kredi kaybetmeden gemi mühendisliğine
          geçebilecektim. İyi de bir gemi mühendisliği bölümü vardı.
          Arkeolojiye de geçebilecektim ama o zaman kredi kaybetme
          ihtimalim vardı. Fakat bir yıl matematik okuduktan sonra
          sevdim. Üniversite hayatını ve matematiği sevdim. Matematikte
          kaldım, hiç pişman olmadım. Sonradan anlıyorum ki gemi
          mühendisliği benim denize olan merakımdanmış. Yani o sıralar
          deniz biyolojisi bölümü olsa pekala oluyabilirdim (gülüyoruz).
           İngiltere'de lisans okudum. Sonrasında Almanya'da Frankfurt
          Üniversitesi'nde doktora yaptım. Doktoradaki üç yılın bir yılı
          Amerika'da geçti. Çünkü doktora danışmanı hocam Amerika'ya
          misafir profesör olarak gitti. Benle onunla beraber gittim.

           Ardından ODTÜ'ye mi geldiniz?
           Ondan sonra ODTÜ'ye geldim. 1968'de doktorayı bitirir
          bitirmez geldim. Başladığımda matematik bölümünün onbirinci
          öğretim üyesiydim. Bölüm o kadar küçüktü. İçinde yöneylem  bu çalkantıların üniversiteye çok yansıdığı yıllardı. ODTÜ'ye          Bir de daha ziyade benim yaşımda o zamanın gençleri vardı.  iyi öğrencileri yurtdışında doktora yaptırıp sonra tekrar kendi
          araşırma ve istatistik de vardı. Şimdiki binanın bir katını  özellikle de. Ama öbür taraftan da matematik, araştırma, bir         O yıllarda devamlı araştırma seminerleri yapardık. Gözümüze  bünyesine çekerek bu konuma ulaştı.
          dolduramazdık. Şu an bina taşıyor.
                                                                     üniversitenin kuruluşunu görme bakımından da çok tatmin                kestirdiğimiz öğrencileri daha üçüncü sınıfta zorla araştırma  12 Mart geçti, 12 Eylül geçti. O çalkantılarda sarsıldı sistem.
           ODTÜ'deki yıllarınızdan biraz bahsetsek?                  edici yıllardı.                                                        seminerine sokardık. Sonrasında bu öğrenciler yurtdışında  Ama ODTÜ'nün bir avantajı Yüksek Öğretim Kanunu çıkıncaya
                                                                                                                                            doktoraya çok iyi yerlere gittiler. Tabii biz "Git doktora yap"
           Ben İstanbulluyum. Ailem de İstanbullu. Ankara'ya tamamen  ODTÜ Matematik'te babamın jenerasyonundan Cahit Arf                                                                              kadar kendi kanunuyla yönetilmesiydi. Kendi sınavı, kendi
          ODTÜ için gittik, evlenmiştim o sırada. İkimizde daha önce  vardı. Daha sonra da Ege Üniversitesi'nden Japon asıllı Gündüz        şeklinde yapmadık. "Şurda yapsan, şu konuda yapsan, yaptıktan  kanunu ve mütevelli heyeti sistemi vardı. Fakat mütevelli heyeti
          Ankara'da yaşamamıştık. Heyecanlı, zor yıllardı. Çalkantılı ve  İkeda geldi. Dolayısıyla bir çekim merkezi oluştu ODTÜ'de.        sonra tekrar gelsen" tarzında yönlendirdik. ODTÜ Matematik  sistemi hem içeriden hem dışarıdan hızla dejenere edildi.


                                                                152                                    Sayı 06   Mayıs-Ağustos 2011         http://www.bilgem.tubitak.gov.tr/                     153
                                                                                                             ·
   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159