Page 93 - Bilgem Teknoloji Dergisi 15. Sayı
P. 93
Yine o dönem cuma akşamları babam ile
birlikte Elaziz’in en yoğun caddesi olan Gazi - Keman sanatçısı Talat Er Bey ile görüşebilir
Caddesi’nin üstünde bulunan İzzet Paşa miyim?
Camii’nin karşısındaki mûsıkî cemiyetine gider
ve Klasik Türk Müziği ve Harput Müziğinin en - Kim diyelim?
nadide parçalarının icrâ edildiği meşklere iştirak
ederdik. Baharatçı Atilla Abi’nin kanun çaldığı, - Elaziz’den Kemancı Kenan Çimtay’ın
dernek başkanı Fethi Abi’nin ud ile iştirak ettiği, yeğeni diyebilirsiniz.
usta gırnatacı Mehmet Şerif Bey’in yaptığı
taksimlerle yüreğimizi yerinden oynattığı; Talat Er’in, Kenan Çimtay ile derin bir
eczacısı, doktoru, mühendisi, işçisi, emeklisi, muhabbeti olacak ki şimdilerde hakkın
öğrencisi ile toplumun her kesiminden meşke rahmetine kavuşmuş olan Kanunî Bülent
katılanların ortak bir paydada buluştuğu bu Uyaroğlu’nu benim ile ilgilenmesi için
mekân, zihnimdeki bütün tazeliğini ve canlılığını göndermişti.
koruyor.
- Buyur genç adam, ne istemiştiniz?
Bilindiği üzere küçük şehirlerde herkes birbirini
tanır, tabii bir de el âlem ne der kısmı var. Babam, - Benim adım Yusuf, Elaziz’de mûsikî
o dönemlerde mûsıkî meclislerinde çok büyük cemiyetlerinde çok zamanım geçti. Şimdi
bir haz duymuş olacak ki ud öğrenmeye karar ise babamın görevi sebebiyle Ankara’dayım.
vermişti. Çok iyi bir luthiyerden siparişini verdiği Beni Kemancı Kenan Abi gönderdi, yine
ud da elimize ulaşmıştı. Buraya kadar bir problem mûsıkî ile iştigal edebileceğim bir cemiyet
yok, asıl problem udu çanta kılıfıyla sırtına arayışındayım. Bana yardımcı olabilir
asıp cemiyetin yolunu tutmaktaydı. “Kırkından misiniz efendim?
sonra saz mı çalınır?” imalarına ve nazarlarına
maruz kalmamak için bulduğu zekice yol, udu - Yusufcuğum burası büyük bir şehir. Burada
onun için benim taşımamdı. Sorgusuz sualsiz birbirinden farklı seviyelerde birçok koro
babamın dediğini yapmış ve cemiyete bu defa çalışmaları, birçok kurs ve dernekler var,
taşıyıcı vazifesiyle babamın ud eğitimi için gidip sen hangi eserleri öğrendin söyle bakalım?
gelmeye başlamıştım.
Hemen Baharatçı Atilla Abi’nin bana
Taşıyıcısı olduğum udu zaman zaman kurcalama öğrettiği, Nikoğos Ağa’nın Muhayyer Kürdî
hakkını kendimde bulsam da, dersini almadan makamındaki ‘’Var mı hâcet söyleyim ey
çalmak ne mümkün! Akordunu bozacağım gülşenim, ben kulunum sen efendimsin
düşüncesiyle çekinip hemen yerine bırakırdım. benim’’ şarkısını oracıkta mırıldandım.
Babam orta yaşına rağmen gayretleriyle Bir an için umduğundan fazlasını bulan
birkaç eseri geçebilecek seviyeye geldiyse Bülent Hoca, hemen elimden tuttu ve
de gerek ud sazının zorluğu, gerekse yeterli beni Hacettepe Üniversitesinin Klasik Türk
vakit ayıramaması dolayısıyla bu dersleri Müziği korosuna kadar götürdü.
ilerletememiş ve o güzelim udu bir arkadaşına
hediye etmişti. Beyaz saçlı yaşlı bir adam yönetiyordu
koroyu. Beni ona emanet etti ve koroda
Babamın memuriyet vazifesi gereği 2002 yılında devam etmemi sağladı. Daha sonradan
Elaziz’den Ankara’ya tayinimiz çıkmıştı. Küçücük beyaz saçlı adamın Tahir Aydoğdu’nun
bir şehirden koca bir şehre gelmiştik. Bu şehir babası Gültekin Aydoğdu olduğunu
beni hem ürkütmüş hem de heyecanlandırmıştı. öğrenecektim. Şanslıydım, normal şartlarda
Artık yirmili yaşlara adım atmış bir genç olarak Elaziz’den gelmiş bir gencin bu adamlara bu
Elaziz’den ders aldığım hocalarımın tanıdıkları kadar kolay ulaşması pek mümkün değildi.
vasıtasıyla TRT Ankara Radyosunun kapısını
çaldım.
TÜBİTAK BİLGEM TEKNOLOJİ ¬ TEMMUZ 2024 91