Page 94 - Bilgem Teknoloji Dergisi 15. Sayı
P. 94
SANAT
Bir eser insanı bu kadar mı kalıba sokar, bir
bestekâr canlılığını öldükten sonra da bu
kadar mı devam ettirebilir? O isim, şafak
vaktinin cihangiri Cinuçen Tanrıkorur idi. Uzzal
makamında ve sözleri Şukûfe Nihal’e ait olan
“Yakut mine zümrüt bana birdir kayalarla, bir
gül dikeninden kanayan el neme yetmez” eseri;
tabiri caizse daha önce bildiğim bütün lezzetleri
bana bir müddet unutturdu. Hz. Mevlâna’nın
Şems ile buluşması gibi müzik anlayışımda
yepyeni bir döneme doğru yolculuğum
başlamıştı. Yatarken Tanrıkorur taksimleri ile
yatıyorum, uyanır uyanmaz daha gözümü
açamadan Winamp’ta listemin başında yer alan
‘’Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim’’ eseri ile
uyanıyorum… Böylelikle uda karşı olan iştiyâkim
artık son raddeye gelmişti… Tanrıkorur’un
çaldığı sazı çalmak, onun gibi mızrap atabilmek,
onun gibi okuyabilmek, Tanrıkorur’un nazar
ettiği talebelerini bulmak, onları tanımak ve
sanatına âşık olduğum o dehanın talebelerinin
ağzından onu dinlemek istiyordum. Bugünlerde
herhangi bir enstrüman çalmaya niyetlenen
arkadaşlarıma, Fethi Gemuhluoğlu’nun o meşhur
sorusunu soruyorum.
-Sen hiç âşık oldun mu? Diğer türlü beyhude
çabaya dönüşüyor.
Yıl 2008, Elaziz, Ankara ve nihayet İstanbul….
Üniversite eğitimim bitmiş, müzik çalışmalarımdan
arda kalan minicik zamanım ile edindiğim KPSS
puanı ile girdiğim mülâkatı kazanarak Halkbank
Beyazıt Şubesi’nde memuriyetim başlamıştı.
Bülent Hoca ile irtibatım o gün bitmedi elbette…
Kendisinin hususî davetiyle evinde birkaç ders İnkâr edecek değilim, bankada çalışmak hikâye
yapmıştık ve Elaziz’de kulak temelini aldığım idi, asıl amacım İstanbul’a taşınmak ve listemdeki
eserlere rahmetli Bülent Uyaroğlu tarafından müzisyenler ile tanışıp onlara talebe olmaktı.
ince ayar verilmesi benim için büyük bir kıvanç Tıpkı Ankara’da yaptığım gibi gidip kapılarını
olmuştu. Allah rahmet eylesin… çalacak ve ‘’ben geldim’’ diyecektim. Her zaman
o kadar kolay olmuyor tabi… Burası İstanbul!
Hacettepe Üniversitesinde koro çalışmasıyla
başladığım müzik hayatıma Yeni Mahalle Hele bir de boynumda kravatımla sabah 9’da
Belediye Konservatuvarı ve Kültür Bakanlığı girdiğim banka şubesinden saat 19’da yorgun
Gençlik Korosunu da ilave etmem ile iyiden iyiye argın çıkınca ne çaldığım kapıları açan oldu, ne
müzikle yatıp müzikle kalkar olmuştum. de benim yeni bir kapı çalmaya mecalim kaldı.
Hani hepimizin hayatında olmuştur, acaba hangi Demiştim ya, mekânların ruhu var diye… Banka
tür müzik beni daha iyi yansıtıyor ya da hangi şubelerinin ruhu da para ve türevlerinin tesiri ile
enstrümanı çalsam düşüncesine karşılık ararsınız donanmıştı. Kurumsal iş hayatının yoğunluğu ve
ya… Tam da bu düşünceler bende vücuda modernitenin çekici yüzü beni tesiri altına almıştı
geldiğinde, Hacettepe Korosunda geçtiğimiz adeta. Ruhuma özenle dokuduğum melodileri
o bestekârın eseri benim müzik anlayışımda kaybetmek üzereydim. Karagümrük’te tek odalı
yepyeni bir pencere açmıştı. çatı katı evimde udum mahzun yatıyordu artık…
92