Page 96 - Bilgem Teknoloji Dergisi 15. Sayı
P. 96

SANAT




                                                                    Eski bir kaset kaydında rahmetli Kâni
                                                                    Karaca ile Neyzen Ekrem Vural konuşurken
                                                                    duymuştum; kaynaklardan edinilen bilgiye
                                                                    göre Dede Efendi nota bilmezmiş, buna
                                                                    cevaben Ekrem Hoca demişti ki nota bilse
                                                                    imiş zaten Dede Efendi olamazmış.


                                                                    Dede Efendi olmak nota bilmekle değil,
                                                                    dünyanın binbir türlü çilesini yaşamakla
                                                                    ve buna mukabil sabrı kuşanmakla olur.
                                                                    Konfor bataklığından ruhu kurtarmak ile
                                                                    mümkün olur.


                                                                    Aslolan, kendi iç yolculuğumuzda belli
                                                                    kapıları açacak kavramları idrak etmek ve
                                                                    neticeyi hedefe koymadan bu yönde çaba
                                                                    göstermektir. Kelimeler ile anlatmanın
                                                                    pek zor olduğu bu anlayışa eskiler,
                                                                    moderniteden ve modernitenin sürüklediği
                                                                    konfor bataklığından uzak kalarak pekâlâ
                                                                    ulaşabilmişlerdi. Bugünün renkli dünyasında
                                                                    vazgeçemediklerimiz ile bu yolculuğa adım
                                                                    atmak ve ne yaptığını bilerek devam etmek
                                                                    pek zor olsa gerek.

                                                                    Medeniyet tasavvurumuzu oluşturan bu
                                                                    mühim değerleri idrak ettiğimizde tahmin
                                                                    bile edemeyeceğimiz kapılar açılır ve nice
                                                                    ölümsüz eserler ortaya çıkar. O kişi bilir ki;
                                                                    bu eserler benden değil, ben sadece bu
                                                                    işin bir hizmetkârıyım, nimeti veren ancak
                                                                    O’dur. Bu bilinç ile hayata bakmak insanın
                                                                    bütün öncelikler listesini alt üst ediyor.


                                                                    Ah! Baharatçı Atilla Abi ah! Elaziz’de
                                                                    olsaydım şimdi eteklerine nasıl yapışırdım
                                                                    senin. Mis kokulu baharatçı dükkânına her
                                                                    girdiğimde sıcak ve samimi karşılayışını,
                                                                    dükkânındaki eski bir radyoda çalan o
                                                                    şarkıları, kimsede göremediğim efsunlu
                                                                    okuma tavrını ve kalbe tesiri anlamında
                                                                    birçok virtüöze taş çıkartan kanun icranı
                                                                    ne çok özledim. Ne değerliymiş meğer…
                                                                    İşte size yeni bir veçhe: Başladığım
                                                                    noktaya kalben dönüş…


            Yahya Kemal’in hayatımı özetleyen beyitleriyle veda ediyorum sizlere…

            “Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
            Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.
            Birdenbire mes’ûdum işitmek hevesiyle
            Gönlüm dolu İstanbul’un en özlü sesiyle.”





            94
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101