Page 7 - bilgem-teknoloji-dergisi-4
P. 7
Zamanı Yönetmek
"Çevremizdeki dostlarımızdan; ‘Okumaya, yazmaya zamanım yok’, ‘Gelmeye zaman
bulamadım’, ‘Çalışmayı bitirecektim ancak zamanım yetmedi’ gibi bahaneleri sıkça
duyarız. Her gün bize 24 saat sunar ve zaman kimseye farklı davranmaz. Zamanı olan
insanların, zamanlarını etkin ve verimli kullandıkları için zamanları vardır. Zamanı
olmayanlar genellikle boş insanlardır ve zamanları olmadığından şikayet ederler."
Zaman yönetimi; geri döndürülemeyen kaynak olan zamanı etkin şekilde kullanmamızı sağlayan planlama ve kendimizi zamana
uydurma becerisidir. Diğer bir deyişle, günümüzü nasıl geçireceğimizin bizim tarafımızdan belirlenmesidir.
Zamanı yönetmek, çok iş yapmak demek değil; iş planlarını yapıp en etkin şekilde uygulamak demektir. İşlerimizi sıraya sokmak,
hedefler oluşturmak ve hedeflerimiz doğrultusunda kendimizi zamana uydurmaktır.
Etkin bir zaman yönetimi planlamasına sahipseniz daha çok iş ve ürün çıkarmak şansına sahip olur, özel hayatınıza daha çok
zaman ayırabilir, hayatınıza renk katan, yapmaktan keyif aldığınız bazı şeyleri de programınıza katabilirsiniz.
Zaman herkes için günde 24 saattir. Bireysel yeteneklerden kaynaklanan farklılıkları bir yana koyarsak, çalışanların performansları
neden farklıdır? Bu fark zamanın nasıl kullanıldığı ile ilgili midir? Zamanımızı daha iyi yöneterek daha verimli sonuçlar elde etmek
mümkün müdür? Zamanınızı kötü kullandığımız için ne gibi fırsatlar kaçırırız?
Fark yaratan etkenlerden en önemlisi zamanın nasıl kullanıldığıdır. Zaman yönetimi, zamanı akılcı kullanarak daha verimli sonuçlar
elde edilmesini sağlar. Yaşamımızın gereklerini yerine getirmek günümüzde zamana karşı gerçekleştirilen bir uğraş halini almıştır.
Faaliyetlerimizin önem derecesini, amaçlarımız açısından değerlendirip, yapılmaması ve yapılması gereken işleri bulmak, hangilerine
ayrılan zamanın azaltılabileceğine ve hangilerinin arttırılabileceğine karar vermek, faaliyetlerimiz ile amaçlarımızın tutarlılık içinde
olması gereği ortaya çıkmıştır. Kendimize her zaman, ‘Daha önemli olan nedir?’ sorusunu sormalıyız. Unutmamalıyız ki önem daima
erişmek istediğimiz amaçlara göre oluşur.
İşlerimizin bütününü görmeye çalışmalı, ne yapmak istediğimizi ve amaçlarımızı düşünmeliyiz. Her bir faaliyetimizin önemini ve
önceliklerini tespit etmeliyiz. Amaçlarımızın gerçekleştirilmesi açısından bazı şeylerin diğerlerinden çok daha değerli olduğunu kabul
etmeliyiz. Önce, ne yapmamız gerektiğini daha sonra o şeyi en verimli nasıl yapacağımızı düşünmeliyiz. Zaman kullanım planımızı,
yüksek öncelikli işlere daha çok zaman ayırabilecek şekilde yaptığımızdan ve gerçekten önemli işler için yeterli zamanı ayırdığımızdan
emin olmalıyız. Başkalarının yapabileceği faaliyetleri onları yapabileceklere ve yardımcılarımıza bırakmalıyız.
Başarılarımızın çalışanlarımızın performansı ile sıkı sıkı ilintili olduğunu, başarının sadece kendimizden değil çalışanlarımızla
gerçekleştirebildiğimiz takım çalışmasının sonucu olabileceğini bilmeliyiz. Eğer çalışanlarımızı yetiştiremezsek veya daha az önemli
şeylere gereğinden fazla zaman ayırmaya başlarsak, sadece kendimizin yapmamız gerekli işler için yeterli zaman bulamayacak
ve gelecekte zamanımız daha da sınırlı hale gelecektir.
Çalışanlarımıza güvenmeliyiz. Kendimizin yapması gerekli faaliyetleri belirlemeli ve diğerlerini yardımcılarımıza bırakmalıyız.
Çalışanlarımızın gelişmesinden hem kendimiz hem de çalışanlarımız fayda görecektir. Çalışanlarımızı yetkilendirdiğimizde en iyi
zaman yatırımını yapmış oluruz.
Çalışanlarınıza güvenmeli, az önemli olan kararlardan başlayarak zaman içinde daha önemli olan kararları yardımcılarımıza
bırakarak çok sayıda karar vermekten kurtulabiliriz. Karar verme süresini en uygun düzeyde tutmalıyız. Acele karar vermemek,
kararlarımızı sürüncemede bırakmamak kadar önemlidir.
Günün en uygun zamanında kendimize yaptığımız ve yapamadığımız hakkında düşünmek için zaman ayırmalıyız. Ne yaptığımızı
ve yapmayı düşündüklerimizi, sık sık çalışanlarımızla tartışmalıyız. Faaliyete geçmeden önce düşünmek genellikle daha iyi sonuçlara
götürür.
Zamanı nasıl tasarruf edebileceğimizi değil, zamanı nasıl harcamamız gerektiğini düşünmeliyiz. Zaman hiçbir şekilde yönetilemez
ancak zaman içinde tutum ve davranışlarımızı yönetebiliriz. Zamanımız hayatımızdır. Onu iyi planlamalıyız. Eğer iyi planlayamazsak
onu, yani hayatımızı israf ederiz.
Bu sayıdaki yazımı sonlandırırken tüm mesai arkadaşlarım adına siz değerli okurlarımıza saygılar sunar, keyifli okumalar dilerim.
Mehmet Önder YETİŞ
Enstitü Müdürü
4 5